28 Şub 2015

Emperyalizmin »faydaları«!

Liberallerin, özellikle kendilerini »sol liberal« olarak nitelendiren küçük burjuva yazarların her fırsatta sola verdikleri nasihati sıkça duymuşsunuzdur: »Sol, küreselleşme çağında artık antiemperyalizm sloganını terk etmelidir«. Öyle ya, küreselleşen dünyada demode laflara yer yok. »Sembiyotik ilişkiler« sayesinde elde edilen »sinerji etkileriyle« insanlık tüm dünyada refaha ve bireysel mutluluğa ulaşıyor – muş!

26 Şub 2015

Küçümsenen bölge gücü: İran

Son dönemlerde ABDli stratejik araştırma kurumlarında İran’ın bölgedeki rolü ve ABD-İran ilişkilerinin geleceği üzerine alışılagelmiş olandan farklı sesler duyuluyor. Washington kulislerinde tekrarlanan bir tespit, ABD’nin İran değerlendirmesinde değişikliğe gitmekte olduğuna işaret ediyor: »Irak dağılıyor. Suriye yangın yeri. Pakistan dağılmaya yol açabilecek tehlikeli bir süreçte. Taliban Afganistan’da yeniden güçleniyor. Libya dağıldı. Suudi Arabistan ciddi bir iktidar krizine girmek üzere. İran ise bölgede bir istikrar adası olarak görünüyor.«

20 Şub 2015

Feminist olmayı becermeliyiz!

Bugünlerde erkekler susmalı, eril söylemden feragat etmeli. Özellikle sosyalist ve komünist erkekler olarak, asıl devrimi kendi kişiliğimizde gerçekleştirmeliyiz. Feminist olabilmeyi becermeli, işgal ettiğimiz yerleri kadın hakimiyetine terk etmeliyiz – ta ki gerçek eşitlik sağlanana dek. Söylemem gerekeni, Leyla Alp yoldaşım T24 sitesinde yazmış: »Nasıl tecavüzcü olunur?«. Köşemi ona terk ediyorum:

19 Şub 2015

Refah şovenizmi ve Almanya’nın »yeni sorumluluğu«

Bir kaç aydan beri farklı kentlerde onbinlerce insanın katıldığı kitlesel ırkçı gösteriler, Almanya’nın gündeminden düşmüyor. Televizyonlardaki tartışma programlarında, gazetelerin yorumlarında ve internet sayfalarında mantar gibi ortaya çıkan analizler, Müslüman nüfusun oranının son derece düşük olduğu kentlerde »Garpın İslamileşmesine karşı« bunca insanın neden sokaklara döküldüğünü açıklamaya çalışıyor. Ancak her analiz, her açıklama çabası yeni sorulara yol açtığından, kafalar daha da karşıyor.

13 Şub 2015

»Dehşet Üçgeni«

Mısır’da bilinen hikâyedir: Nil kıyısında dolaşan akrep, bir kurbağayı yakalar. Zehirli iğnesinden ürken kurbağa, akrebin sorusuna şaşırır: »Beni karşı kıyıya geçirir misin?«. Şaşkın kurbağa kekeler: »Ama... ya beni yarı yolda öldürürsen?« diye. Akrep güler, »Olur mu öyle şey? Sen ölürsen, ben de boğulurum ya« der. Kurbağa çaresiz akrebi sırtlayıp, yüzmeye başlar. Tam nehrin ortasına geldiklerinde, akrep iğnesini kurbağaya batırır. Ölmek üzere olan kurbağa sorar: »Neden?«. Boğulmaya başlayan akrep ise yanıt verir: »Nasıl unutursun birader, burası Ortadoğu«.

NATO’nun »mızrak ucu«

Tam da uluslararası silah tekellerinin ve emperyalist savaş çığırtkanlarının bir araya geldiği Münih Güvenlik Konferansı arifesinde NATO’dan savaş tehlikesinin artıran bir haber geldi: Perşembe günü Brüksel’de toplanan NATO zirvesi, Doğu Avrupa’da konuşlandırılan »Hızlı Müdahale Güçlerine« Almanya’nın başını çektiği bir »mızrak ucunun« yerleştirilmesi kararını aldı.

2 Şub 2015

Silahlanma, yoksulluk ve savaşlar

Politika gazetesinin 5. sayısında yayımlanmıştır
Dünya çapında 1 milyar insan açlık sınırında yaşıyor. Her 19 saniyede bir çocuk açlık, hastalık, savaş sonuçları veya ekolojik felaketler nedeniyle yaşamını yitiriyor. 900 milyon civarında insanın temiz içme suyuna ulaşımı olanaksız. Örneğin 2013 yılında kişi başına düşen su kullanım ortalaması ABD’nde 4.500 litre ve Almanya’da 1.300 litre iken, Libya’da 55, Ruanda’da 48 ve Uganda’da 37 litreydi. Dünya çapında kullanılan suyun yüzde 70’i ziraata, yüzde 22’si sanayiye harcanırken, hane başına harcanan oran sadece yüzde 8’di. Örneğin tek bir Hamburger’in üretim süreci için 11 bin litre su harcanmaktadır – bu miktar Bangladeş’in varoşlarından birisinde yaşayan 500 kişinin günlük su harcamasına eşittir.

2015’de dünyayı bekleyen ihtilaflar

Politika gazetesinin 4. sayısında yayımlanmıştır
Geride bıraktığımız yıl, ABD liderliği altındaki tek kutuplu dünya düzeninden, çeşitli emperyalist güçlerin işbirliğini derinleştirerek hedefledikleri »çok kutuplu, ama tek tip« dünya düzenine geçiş süreci içerisinde olduğumuzu kanıtladı. Kapitalist küreselleşme 2014’de de ülkeler içerisinde ve ülkeler arasında derin bölünmelere yol açmaya devam etti. Savaşlar, şiddet, ırkçılık-şovenizm-milliyetçilik ve diğer ihtilaflar bu bölünmeler ve neoliberal politikalarla kapitalist üretim tarzının dünyanın her köşesinde hakim olmasını sağlama çabalarının sonuçlarıdır.

Egemenlerin rövanşizmi

Bundan 70 yıl önce, 27 Ocak 1945’de Kızıl Ordu başta Auschwitz olmak üzere Polonya’daki üç toplama kampında bulunanları özgürleştirmişti. 1940 – 1945 yılları arasında sadece Auschwitz’de en az 2,8 milyon insan katledilmişti. Auschwitz bugünkü kuşaklara Alman faşizminin vahşi yüzünü hatırlatan en önemli sembollerden birisi hâline geldi. Buna rağmen Polonya hükümeti bu yıl yapılacak olan anma etkinliklerini tarihsel gerçekleri ters yüz etmek için kullanacak.